– Hakem Eğitmeni Hugh Dallas’ın hakemlerle yaptığı toplantıda Abdülkadir Bitigen ile Özgür Yankaya’yı ağır biçimde eleştirdiği ve iki hakemin çaresizlik içinde verdiği cevapları içeren görüntüler ortaya çıktı ve Türkiye’de adeta kıyamet koptu, ne diyorsunuz?
– Ne diyeyim; malumun ilanı… Şimdiye kadar maçı yöneten hakemler ile VAR odası arasında yaşananları biliyor, duyuyor ama ortaya kesin kanıtlar konamadığı için iddiadan öteye geçemediğini düşünüyorduk… Ama bu görüntülerden sonra durum değişti. İş üstünde yakalandılar… Daha kötüsü bu kaset nasıl olur da kamuoyuna sızdırılır? Belli ki TFF içinde MHK içinde ciddi çatışmalar, ciddi gruplaşmalar var.
– Hugh Dallas’ın sert ifadelerle eleştirileri olduğu, ancak tercümeyi yapan VAR sorumlusu Cem Satman’ın İskoç hakem hocasının ifadelerini yumuşattığı söyleniyor…
– Evet, İngilizce’yi iyi bilenler Cem Satman’ın İskoç Hoca’nın sert eleştirilerini yumuşatarak çeviri yaptığını, futbol ifadelerini birebir aktarmadığını söylüyorlar… Ayrıca bu Abdulkadir Bitigen yıllardır FİFA hakemi değil mi? İngilizce bilmiyor mu? Bilmiyorsa nasıl FİFA hakemi oluyor? Biliyorsa İskoç Hoca ile niye tercümansız konuşmuyor?
– Sanki VAR sistemi başımıza dert oldu…
– VAR odası olmuş “ŞER” odası… Bütün pislik burada… Pusular-tuzaklar, hesaplar – kitaplar, yol vermeler – yol kesmeler… Bitmedi, VAR odası olmuş “RANT” odası… Hugh Dallas’ın , Abdülkadir Bitigen’i ağır şekilde eleştirdiği toplantıda MHK Başkanı Ahmet Ibanoğlu da var… Bu ağır eleştiriden sonra Abdülkadir Bitigen’e arka arkaya üç maç veriyor… Demek ki, hakemden işine gelen kararlar çıkınca ceza falan rafa kalkıyor… Aksine daha fazla maç alıyor, her maçta dünya parayı cebine atıyor… Al sana “RANT” odası… ŞER’in, RANT’ın merkezi haline gelen VAR odasının kapısına derhal, hemen, şimdi kilit vurulmalı …
– Nasıl olacak bu ?
– Basbayağı olacak… Önceki yıllarda VAR mı vardı? Hakem ofsaytı yanlış kaldırdığında, penaltıyı yanlış verdiğinde hiç olmazsa “hakem de insandır, hata yapar” diyorduk… Şimdi öyle mi? Planlı uygulama yapıyorlar… Futbolu öldürüyorlar, alınterini, emeği, hakça yarışı öldürüyorlar… Şampiyon henüz belli olmadığı için rahatça söyleyebilirim… Süper Lig tarihinin en kirli sezonu oynanıyor…
– Fenerbahçe Başkanı Ali Koç 2 Mart’ta yaptığı konuşmada bu toplantıdan ve konuşulanlardan söz edip TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de bu toplantıda olduğunu söylemiş ama Büyükekşi kendisine böyle bir toplantı yapılmadığını ve orada olmadığı cevabını verdiğini belirtmişti… Anlaşıldı ki, Büyükekşi de bu toplantıdaymış…
– Maalesef Mehmet Büyükekşi’nin bu olayda yalancı konuma düşmesine açıkcası üzüldüm. Ne olursa olsun TFF Başkanı bu konuma düşmemeli. Bir de ortada halen karar verilemeyen Trabzonspor-Fenerbahçe maçı olayları var.
– Büyükekşi, bunca skandala rağmen hala yerinde duruyor, ilginç değil mi ?
– 31 Mart yerel seçimlerinden sonra, sezon sonunu bile beklemeden “çekil” deneceğini düşünüyorum… Çünkü artık kendini getirenlere ve destekleyenlere de büyük zarar veriyor…
– Fenerbahçe Genel Kurulu 2 Nisan’da ligden çekilmeyi tartışacak, böyle bir karar çıkar mı?
– Böyle bir karar çıkmaz, üyelerin büyük bir bölümü “çekilelim” demesine rağmen bu karar çıkmaz, çıkmamalı… Zaten bu toplantı bir karar alma değil, değerlendirme toplantısı… Camiada “ligden çekilelim” diyenler ezici oranda daha fazla ama toplantı tarihine kadar “ligde kalalım, savaşalım” diyenlerin, karşı görüşü ikna edeceğini düşünüyorum …
– Böyle bir görüş birliği sağlanabilir mi ?
– Derin görüş ayrlıkları olsa bile sağlanacağını düşünüyorum … Ancak Fenerbahçe camiasında en ufak bir görüş ayrılığı olmayan , yüzde 99 değil , yüzde 100’ün katıldığı çok başka bir görüş var… Fenerbahçe’ye gönül verenlerin tamamı TFF’nin, MHK’nin, hakemlerin, TFF’nin yetkili kurullarının, siyasetin, hükümetin, hatta devlet kademlerinin Fenerbahçe’ye karşı olduğunu düşünüyorlar… Bunu çok ciddi düşünüyorlar ve bu görüş camiada çok baskın… Her Fenerbahçeli’den bunu duyuyorum …
– Bir de ortada halen disipline sevkedilemeyen ve karar verilemeyen Trabzonspor – Fenerbahçe maçı olayları var …
– Görüntüler çok açık ortada… Hakem Halil Umut Meler, iki defa saha kenarına gidiyor… Yakasında akreditasyon kartı olan (Gözlemci ya da temsilci) ile konuşuyor … Muhtemelen TFF maçın oynanmasında ısrar ettiği için Halil Umut Meler maçı devam ettiriyor… Türkiye’den başka hiçbir ülkede bu şartlarda bir maç bitmez , devam etmez , edemez… Maç sonrası süreç öyle bir işlemeye başladı ki, mevcut sistem Fenerbahçe’yi mağduriyetten mahkumiyete doğru götürmeye başladı… Tahrik var deniyor, doğru… O zaman maçı iyi hatırlamak lazım… Fenerbahçe 2-0 galipken, sahaya yağmur gibi yabancı madde yağarken, oyun 2-2 olunca o yabancı madde yağmuru nasıl oldu da bıçak gibi kesildi? Fenerbahçe 3-2 öne geçince neden yeniden başladı… Ortada bir tahrik var, kabul, ama bu sonuçla ilgili bir tahrik… Üçüncü golü Trabzonspor atsaydı, ortalık süt liman olurdu… Bunu Türkiye’de kayıtsız – şartsız herkes biliyor ama pozisyonları ve çıkarları gereği kimse söylemiyor… Ortada tek polis yok, güvenlik sıfır altı, kazmayı, küreği, korner sopasını kapan, elini sustalı bıçağı alan sahaya dalmış, futbolcu elbette kendini koruyacak… Ne yapacak, kurbanlık koyun gibi boynunu mu uzatacak?
– Ne olacak bu işin sonu?
– Daha kötü olacak … Bu ülkede en sahipsiz takım İstanbulspor dahil kimsenin hakkı yenmesin … Galatasaray’ın yenmesin , Beşiktaş’ın , Fenerbahçe ‘nin , Trabzonspor’un , ikinci ligdeki Bursaspor ‘un , Diyarbakır’ın Amedspor’unun, bu ülkedeki hiçbir takımın hakkı yenmesin …
– Bu TFF ile bu futbol anlayışı ile bu hakkaniyet gelir mi ?
– Elbette gelmez … Ülkede alın terine – emeğe, böylesine kutsal değerlere en ufak saygı kalmadı… Vicdanlar köreldi, sağır oldu… Görmüyorlar, duymuyorlar … İnsan kalitesi , insan profili aşırı bozuldu… Ortada taraflı, beceriksiz, yeteneksiz, liyakatsiz, kötü niyetli bir TFF var…Özellikle futbol dünyasında adaletin kırıntısı kalmadı… Zerre kadar kalan adaleti de herkes kendine istiyor… Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde futbol bu kadar sefil olmamıştı…